12 Ekim 2009 Pazartesi

Taksikim

lise yıllarıma tekabül eder taksim ile tanışmam. bilenler bilir , hafiften kitap okuyup , farklı müzikler dinliyorsanız ; halkın tabiri ile entel-dantel işlere meyilliyseniz taksim’in büyüsü anında sizi yakalar. iyi de yapar aslında.

bende entel-dantel işlere gönül vermiş yağız delikanlılık çağlarımda tanıştım taksimle. birçok insan gibi , bende  bir anda kapılıverdim kevaşenin büyüsüne. hayatımın 10 yılını geçirdim burda ve hala da geçiriyorum. ne aradığımı bilmiyorum ama hala arşınlıyorum sokakları. bıkmadan , usanmadan.

yeri geldi insanların kafasında bira şişesi patlattım. yeri geldi sinyal çektim. yeri geldi sırf bira içebilmek için , bira anketine katıldım. alkolünü verdiğin sürece sevgilisini düzmene bile bişey demeyen adamlar gördüm. gecenin 3’ünde ; sokakta , esrar çeken polis gördüm. abdullah sokakta eroin kullanan kadınları ve onların “uçmuşluğundan” faydalanıp , onları siken adamları gördüm. henüz 17 yaşımda girip çıkmadığım , bar’ı , sokağı ve görmediğim pisliği kalmadı. alkol e filan hep orda alıştım ben. kiyasala bulaşmadıysam da param olmadığı içindi. olsaydı kesin o boku da yerdim.

taksim in sokaklarında içip-sıçmış , düşüp-kalkmış bir insan hemen belli eder kendini. konuşmasından , hal ve tavırlarından “ben hayata taksimde atıldım” diye bağırır. bende bağırıyorum. yalan değil. taksim de harmanlanmış birisi , insanları tanır. yalanı yutmaz kolay kolay. birçok şeyin yolunu , yordamını bilir. ne de olsa bunları sikile sikile öğrenmiştir oralarda. 

nitekim taksim bana bir çok şey gösterdi. birçok şeyi aldı götürdü benden. aldığı şeylerin yerine de sadece bir tek şey öğretti bana. o da ; hayatta kalmak. bunu öğretti bana ve arkadaşlarıma taksim. daha neyi öğretsin ki ?

Technorati Etiketleri: ,,,,,,

Hiç yorum yok: