3 Ekim 2009 Cumartesi

Pussy Massacre

Liseden yeni mezun olmuştum. Öss den umudum yoktu. İşim gücümde yoktu. Fazlasıyla boş ve anlamsız bir yaşam sürdürmekteydim. Neyse ki bu hususta yalnız değildim. Hemen hemen bütün arkadaşlarım benimle aynı buhranı paylaşıyordu. Miktar olarak az olmakla birlikte , şanslıydım diyebilirim. Ortam sağlamdı.

Hayatımızın bu boş ve anlamsız boşluğunu içerek değerlendiriyorduk. Mekanımız da belliydi. Taksim – tüyap merdiven altı. Mıknatıstı o mk yeri resmen. Ne kadar bi baltaya sap olamamış ve olmayı da hep zor bulmuş tip varsa ordaydı. Ama güzeldi sohbet filan. İyiydi. Güzel olmasının sebebi de parasızlıktı. Ne benim , ne arkadaşlarımın , ne de ordan burdan gelen herhangi birinin ; cebinde genelde 5 kuruş para yoktu. Çoğu zaman ceplerimizde ki tüm para otobüs paralarımızdı.

Biz de para yoktu. Olmamasının sebebi de ailelerimizde olmamasıydı. Fakat bu bahane olamazdı. İçmemiz lazımdı. Peki ama , ne yapacaktık ? tabii ki de sinyal. Ama sinyal piyasasında rekabet çok fazlaydı. Farklı birşeyler yapmak gerekliydi. Ne yaparız , nasıl yaparız diye düşünürken ; arkadaşlardan biri :

- “Buldum lan!” diye atıldı.

- “Ne buldun lan ? Neyi buldun mk” diye sorduk.

- “Sinyal yöntemini buldum olm” dedi. Gururla.

- “Öt bakalım.” dedik. Öttü.

- “Akşam dönmeden Karga Salih*’e uğrucaz. Bongosunu isticez. E , Öcü de gitar var nasıl olsa ... Birimiz gitar çalıcak. Birimiz bongo , bi kişi de sinyal çekicek” dedi. Ve bir düşünme süreci başladı. Sonra da ;

- “İyi fikir lan! Yapalım.” dedik.

Akşam eve dönmeden önce , Karga Salih’e uğradık ve planımızı anlattık. “İyi fikir çocuklar. Yapın!” diye Karga Salih’ten onayımızı da aldık. Binbir umutla evlerimize yollandık. Ertesi gün paranın amına koyacaktık!

 

Günün erken saatlerinde yola çıktık. Oda Kule de ki mühim konumumuza yerleştik. Saat taksim için henüz erken sayılırdı. Boş vakitten istifade edip , alıştırma yapalım dedik. Başladık bongo’yu tıngırdatmaya. Bir yandan gitar , bir yandan bongo filan ; müzik güzel gibi geliyor kulaklarımıza. Ufak bir çocuk uyumaya çalışırken , nasıl kuzu sayarsa ; biz de ufak bir çocuk misali biraları sayıyoruz. Bir ara mola verip sigara filan içelim diye tam durmuştuk ki ; yanımıza iki adet şukela mı şukela hatun yanaştı. Bir tanesi kibirle öne çıkarak ;

- “Neden durdunuz ? çalın “ dedi. Ben hatunum , her istediğimi yaptırtırım edasıyla. İçimizden birisi de buna dayanamadı ve ...

- “Nasıl yani yaa ? Sen hatunsun diye ben sana bongo mu çalıcam” diye sorarak hatunu tersledi. Aramız da hafif hafif gülüşmeye başladık. Ne de olsa piçliğimize güveniyorduk. Ama bu ufak gülüşmelerimiz uzun sürmedi.

- “Peki “ dedi kız. “Vajinamı toprağa gömeceğimi söylesem yine de çalmaz mısın?” diye sordu. Ukalaca cevap veren arkadaşıma.

Arkadaşım sustu. İşin gerçeği üçümüzde susuvermiştik bir anda. Şoktaydık. Öcü ile ben şoktan 2-3 saniye sonra çıktık. Birbirimize bakıştık ve aynı anda “HASSİKTİR” diye bağırarak gülmeye başladık. Kendimize geldiğimizde hatunlar gitmişlerdi. Ukala hatuna , ukalaca cevap veren arkadaşımın şoku atlatması bayaa bir zamanını aldı. Esasen , o şoku hala atlatabildiğinden emin değilim de ; neyse...

O gün –bize göre- hatırı sayılır bir para kazandık. Çok ta sayılmazdı gerçi , kişi başı 5-6 şişe “venüs” parası kazanmıştık topu topu. O da bize yeterdi. Efes Pilsen ya da Tuborg içmek zaten hayaldi. Hem zaten , bir şişe efes parasına , iki şişe venüs alınıyordu. Karlı biraydı venüs. E hal böyle olunca kim sikerdi efes’i...

*Karga Salih : taksim – abdullah sokağın unutlmaz müdavimi. Taksim’e takılmış ve sokakta içme kültürü ile yetişmiş hemen hemen her insanın tanıdığı , müstesna bir şahsiyettir kendisi.

 

140308190309NOT :  google’ın “görseller” kısmında venüs’ü arattım. ve bulabildiğim tek resim şu yukarda ki , çocuk pipisi büyüklüğünde ki ufak resim. venüs ne kadar kötü bir biraymış ki , hemen unutulmak istenmiş…

Hiç yorum yok: