1 Ağustos 2009 Cumartesi

ara sokağın çocukları : Eda Gündüz

“Ne diyebilirim ki ? İçinde boğulduğum binlerce “ara” dan hangisini örnek olarak verebilirim ? Bilmiyorum. Özel hayatım ara geçti. İş hayatım ise ondan da ara. Görebileceğin en ara yerler de çalıştım. Bir insan “İDRİS AJANS” isimli bir şirkette çalışabilir mi ? Ben çalıştım!”

 

Apocalyptic Hybrid : Eda Gündüz ; nerede doğdu ve –kısaca- neler yaptı ?

Eda Gündüz : 11 ağustos 1986 (yine bir “burning like a gavur pussy” dönemi) zamanı kadıköy de doğdum. Doğduğumdan beri de birşey yapmadım. Öyle takılıyorum.

Apocalyptic Hybrid : Nasıl yani ? Sadece yiyip içtin mi ?

Eda Gündüz : Elbette ki. Yedim , içtim ve sıçtım. Olayın özü bu.

Apocalyptic Hybrid : Eyvallah. Peki öğrenim hayatın nasıldı ? Gerçekten birşeyler öğrenebildin mi ?

Eda Gündüz : Okumayı ve yazmayı okula gitmeden önce çözdüm. Ailem de beni birşey zannetti ; oysa ki bildiğin gerzekmişim. Bunu ortaokul döneminde farkettim. O sıralar gazlı bir metalciydim ve lise son’a kadar da bu gaz sürdü. Sonra duruldum. Durulunca da gördüm ki bir bok öğrenmemişim. Tabii ki bu olay sadece eğitim ve öğretimle alakalı konular da geçerli. Aslında dünya’nın dahi çocuklarından birisiyim. Yitik bir yeteneğim. Arkadalarım bana kısaca , “chosen one” derler !

Apocalyptic Hybrid : Ortaokul yıllarında bitli metalci olduğundan bahsettin. Peki nasıl başladı bu bitli metalcilik olayı ?

Eda Gündüz : Ortaokul’a başladığım yaz , çok fazla kendi kendime evde vakit geçirdim. Biryerlerden dönemin popüler dergisi “non serviam” elime geçmişti ve orada ki röportajlardan etkilenip metalci olmaya başladım.

Apocalyptic Hybrid : Hangi grupları dinleyerek bulaştın bu illete ?

Eda Gündüz : Hemen hemen her metalci gibi , ben de ilk dönemler Metallica ve Iron Maiden dinleyerek başldım bu müziği dinlemeye. Sonracığıma da ; bir Doom Metal furyasına kaptırırken buldum kendimi. Bir de baktım ki My Dying Bride fan’ı olup çıkmışım. Ama şimdi hatırladım da. İlk başlar da , hepsinden önce ; Korn , Rage Against The Machine filan dinliyordum.

Apocalyptic Hybrid : Yazık.

Eda Gündüz : Ne yazığı lan! Korn hala severim!

Apocalyptic Hybrid : Seni tanıyan birisi olarak ; en merak ettiğim şeylerden birisi de , Leş Bilek Metal dönemin. İçine girilmesi zor bir olaydır Leş Bilek Metal. Nasıl kapıldın bu olay’a ?

Eda Gündüz : Hımmmmm Leş Bilek Metal….   Ya bu bir süreçtir zaten. Bana göre ; doomculuk , zoomculuktan sonra kişiye Leş Bilek Metal yolu açılır. Şöyle ki ; Doom Metal de kullanılan o hüzünkar klavyeler , sikko Bilek Metal grupları tarafından da sıkça kullanılır. Böyle ce bir kapıdan , diğerine giriş oldukça kolaylaşır.

Apocalyptic Hybrid : Edebiyat’a ilgin olduğunu ve üzerinde çalışıp – uğraştığın birşeyler olduğunu biliyorum. Peki edebiyat’a olan bu düşkünlük nerden gelmekte ?

Eda Gündüz : Biraz önce de söylemiştim. Okuma – yazmayı okul’a başlamadan önce öğrenmiştim. Tembel ve hareket etmeye üşenen bir çocuk olduğum için de , salt kitap karıştırıp okuyordum. Sonraları kendi kendime gayet gerzekçe öyküler yazmaya başladım. Utandığım için de kimseye okutamadım , gerçekten gerzekçeydiler çünkü. Böylelikle edebiyat dünyasına ilk adımımı atmış oldum.

Apocalyptic Hybrid : Nasıl öykülerdi ki bunlar , gerzekçe diyorsun ?

Eda Gündüz : İlk yazdığım öykü’yü çok net hatırlıyorum. Uzaylılar ile ilgiliydi. Uzaylılar dünya’ya geliyorlardı ve aslında bizim uzaylı olduğumuzu filan iddaa ediyorlardı. Şimdi anladım da ; başarılı bir yazar olacağım , o öyküden belli oluyormuş.

Apocalyptic Hybrid : Evet. Gayet konuluymuş gerçekten de …

Eda Gündüz : Konuludan şaşmam !

Apocalyptic Hybrid : Hala devam ediyor musun öykü filan yazmaya ?

Eda Gündüz : Elbette ki !!! Ama artık fantastik yazılar yerine reel yazılar yazıyorum. Yaşadığımız ülkenin fantastikliği , beni reel şeyler yazmaya itti.

Apocalyptic Hybrid : Yazılarını okuyucu kiyleyle buluşturmak gibi bir niyetin var mı ?

Eda Gündüz : Var. Ama hiçbirini beğenmiyorum. İşin doğrusu yazmak için fazla zaman da ayıramıyorum. Çünkü Elif Şafak ya da Orhan Pamuk gibi , ailem zengin değil. Çalışmak zorundayım. Acaip emekçi biriyim. Allahtan belamı bekliyorum!

Apocalyptic Hybrid : Meslek olarak ne işle meşgalesin ?

Eda Gündüz : Tabii ki de günümüzün level atlama mesleği ; tasarım ile meşgaleyim. Ama ne yazık ki ; diğer insanlar gibi program yeteneğim fazla gelişmediği için , bu bana extradan bir karizma sağlamıyor. Aksine sinir hastası oluyorum! Göründüğü gibi kolay bir iş değil , ne yazık ki. Seçme şansım olsaydı ; bankacı olmayı tercih ederdim. En azından hergün parayla oynardım.

Apocalyptic Hybrid : İlginç bir yaklaşım. Şu level atlama olayını biraz açar mısın ?

Eda Gündüz : Herkes farkındadır ki ; günümüz de “sanat” adı altında yapılan her meslek , kişiye inanılmaz bir cazibe katıyor. Herkes ; “art direktör” , “stilist” falan filan. Ben bu tip insanlara burdan “ALLAH BELANIZI VERSİN” demek istiyorum. Bir gün zengin olup ; osuruk tüm sanatkarları “GELİN SANAT YAPACAĞIZ”  die kandırıp , bir çatı altında toplayıp , yakmak tek idealim.

Apocalyptic Hybrid : Güzel bir ideal.

Eda Gündüz : Farkındayım. Bunun için bir oluşum , sivil toplum hareketi filan başlatmayı düşünüyorum.

Apoclyptic Hybrid : Peki , göztepe – west coast ta yaşamak , otobüse binip işe gitmek filan nasıl bişey senin için ?

Eda Gündüz : İşte hayatın en çekilir kısmı o. Mesela bir otobüste ki topluluğun %85 i “ara” dır. Bu da yoluculuğu eğlenceli bir hale dönüştürmeye yeterlidir.

Apocalyptic Hybrid : Neden %85 gibi bir oran ara dır ki sana göre ?

Eda Gündüz : Çünkü Türkiye “ara” bir ülke. Biz de bu ülkenin insanlarıyız. Anne – babalarımız da araydı. Haliyle biz de ara olarak yetiştirildik.

Apocalyptic Hybrid : Sana göre “ara” olmak ne demek ?

Eda Gündüz : Bana göre “ara” olmak ; hiçbir kalıba sığamamak ve kendi başına da bir kalıp olamamış demektir. İster obje olsun , ister nesne. Ara da kalmıştır O , böyle bir sıkışmıştır.

Apocalyptic Hybird : Metropoller yoğun olarak anadoludan , kırsaldan , göç alan yerler. Haliyle orada yetişen birey belirli bir kültür ve değer yargıları alarak yetişiyor. Sonra da metropol’e geliyor. Sonuçta metropol’ün kendi içinde bir kültür’ü ve değer yargıları var. Haliyle kırsaldan kalkıp gelen birey şöyle bir sapıtıyor. Sence de metropol ara olmayı tetikler mi ?

Eda Gündüz : Kesinlikle tetikler. Bence kırsaldan ziyade “ara” olan bölge metropoldür.

Apocalyptic Hybrid : Kırsalda ki insan “ara” olamaz mı ?

Eda Gündüz : Olamaz. Çünkü kırsal’ın standartları vardır ve bu standartlar stabildir. Kolay kolay değişmezler.

Apocalyptic Hybrid : Kendine baktığın zaman ; Eda Gündüz hangi “ara”lıklar da sıkışıp kalmıştır sence ?

Eda Gündüz : Ben her türlü “aralık” içinde sıkışıp kalanlardan değilim. Aralığımın da bir sınıf’ı , bir klas’ı var. Bunu örnekleyemem. Şöyle ara’yım , böyle ara’yım diye. Çünkü “ara”lık  ; maddi değil , madde değil , manevi birşeydir. Görünmez. İçtedir , gizlidir. Aralar da çıkar.

Apocalyptic Hybrid : Aklına ilk gelen “ara” isimlerden birini söylebilir misin ?

Eda Gündüz : Hüsamettin Cindoruk

Apocalyptic Hybrid : Neden ?

Eda Gündüz : Mesela politikacı dediğimiz zaman aklımıza ilk olarak , Hüsamettin Cindoruk gelmez. Günümüz siyasetçilerinden bazıları ya da Süleyman Demirel filan gelir. Kendi içinde bir karizmaya ya da popülerliğe sahip olsa da ; Hüsamettin Cindoruk akla ilk gelen isimlerden değildir hiçbir zaman. Sıkışmıştır O , aradır ve ara insanlar tarafından anılır. Bir de mesela ; Bizimkiler dizisi var. Bizimkiler çok popüler bir dizidir , bitmesine rağmen hala Bizimkilerdir. Peki ya aynı kadro ile çekilen , Yazlıkçılar dizisi ?  Bugün onu hatırlayan kaç kişi var ?  Yazlıkçılar dizisi , dizi kategorisinde “ara” kavramının neferidir! Hard “ara” dır!

Apocalyptic Hybrid : Hakikaten kaybolmuştur o dizi ya ; izleyeni , edeni bile yoktu.

Eda Gündüz : Ara’lık kavramının ta kendisi budur işte. “Hakkaten yaa” dediğimiz insanlar , olaylar , objeler ; ara’nın dik alasıdır!

Apocalyptic Hybrid : Bu arada ; Hüsamettin Cindoruk konusunda da sana katıldığımı belirtmek isterim. Gerçekten de bugüne kadar Cindoruk ile Demirel’i mukayese eden bir insan’a bile rastalamadım.

Eda Gündüz : Mukayese değil zaten burda ki olay. Özellik ya da vasıf tartışmıyoruz. Başlı başına kütle olarak biryin verimi söz konusu. Cindoruk ta dönemin siyasetçilerinden olmasına rağmen , siyasetçi dendiğinde ; ait olduğu kalıp olarak asla yukarılarda olanlardan değildi. Ara da kalanlardan , bizim beynimizin köşelerinde kalmış olanlardandı.

Apocalyptic Hybrid : En ara insanlar nerden çıkar sence ? Elitten mi ? Varoştan mı ?

Eda Gündüz : Ara insan avcılığı yapmak ; şahsi fikrime göre , dünyanın en saçma işlerinden biridir. Bunu gene indirgemek , belii bir gruba yöneltmek yanlış olur. Ara HERYERDE! Ara BU DÜNYADA!

Apocalyptic Hybrid : Mesela ara olarak bize en yakın olan ülke Mexico dur bence. Sence ?

Eda Gündüz : Bence de Mexico dur. %100 hak veriyorum. Ama Dünya’nın en ara ülkesini sorarsan ; Çad’dır , Kamboçya’dır , Kongo falandır. Bunlar ara olarak uçlardadır.

Apocalyptic Hybrid : Bence Hİndistan’ı da es geçme !

Eda Gündüz : Hindistan kesinlikle ara değildir. Buna net olarak katılmam ! Hindistan en hip ülkelerden birisi. Ama bunun sebebi yine ara insanlardan kaynaklanıyor. Şöyle ki ; ara olan tüm insanlar , yine ara bir iş olarak buhran arıtmak için maneviyata eğiliyorlar. Gidip inek öpmek , nehirde yıkanarak kolera kapmak gibi işlere girişiyorlar. Bu da hindistan’ı ara olmaktan çıkartıp , mistik olarak anılmasını sağlıyor.

Apocalyptic Hybrid : Ben bu dediklerine katılmıyorum. Bana göre Hindistan ara’nın kralıdır. Ancak bi şekilde , nasıl olduysa ; ara kavramının pop’unu yapmaya başarmıştır. Mesela Bollywood ; ara kavramının kralıdır. Ama külttür.

Eda Gündüz : Bollywood ara’nın film şeridine aktarılmış halidir. O bir gerçek. Ben genel olarak Hindistan dan bahsediyorum. Bir toprak parçası olarak Hindistandan.

Apocalyptic Hybrid : Sen gerçi katılmadığını belirtmiştin ama ; bana göre ara’nın kral’ı varoştan çıkar. Çakma Converse’ler , garip imajlar ve o garip imajlarla sokak başında tesbih sallamak filan ; ara denen şey buymuş gibi geliyor bana.

Eda Gündüz : Hırslı varoştan diyelim. Genel’e adapte olmaya çalışıp saçmalayan varoş. Ümraniye Style vs. Dudullu Sound ; bunlar yavaş yavaş yayılan şeyler oldukları için , ara da kalma olayları azaldı. Bu tipler çoğaldı ; yani ara olma dereceleri düştü.

Apocalyptic Hybrid : Ara olmamak zordur bu ülke de. Bir yerler de sıkışıp kalmamak , imkansızmış gibi geliyor bana…

Eda Gündüz : Ne diyebilirim ki ? İçinde boğulduğum binlerce ara dan hangisini örnek olarak verebilirim ? Bilmiyorum. Özel hayatım ara geçti. İş hayatım ise ondan da ara. Görebileceğin en ara yerler de çalıştım. Bir insan “İDRİS AJANS” isimli bir şirkette çalışabilir mi ? Ben çalıştım!

Apocalyptic Hybrid : Entellektüel (geçinen) camiamızın içine de işlemiş midir sence “ara” kavramı ?

Eda Gündüz : Dolu ! Mesela geçenler de “HİTLER ARAP MIYDI?” isimli bir kitap gördüm. Bence bu kitap edebiyat dünyasının en “ara” kitabıdır.

Apocalyptic Hybrid : Garip.

Eda Gündüz : Evet. Yazarı daha da garip bence. Daha da “ara”.

Apocalyptic Hybrid : Bir de “arabesk” gerçeği var Türkiye de ; gerçi vardı…

Eda Gündüz : Arabesk is dead !

Apocalyptic Hybrid : Sence Arabesk te ara mıydı ?

Eda Gündüz : Underground iken evet , artık hayır !

Apocalyptic Hybrid : Son olarak “ara” kavramı üzerine söylemek istediğin birşeyler var mı ?

Eda Gündüz : ARA CANDIR ! ARA LAZIMDIR ! ARA İNSAN EKSİK İNSANDIR !

Hiç yorum yok: