1 Ağustos 2009 Cumartesi

kökten yokoluşçuluk - I

bir çok insan kendini yok etmeyi , tüketmeyi sever. kendilerine karşı yapıcı değil yıkıcıdırlar. kendilerini bile bile cehennemin derinliklerine salıverirler. ben bu eğilime “yokoluşçuluk” diorum. bana göre ;

yokoluşçuluk : kişinin kendi kendini yok etme sanatıdır.

en basitinden sigara denen nesneyi ele alalım. bu bokun kanser yaptığını , damarları tıkadığını biliyoruz. ama yine de içiyoruz. neden peki ? sadece nikotin bağımlılığı denecek kadar ufak mı kendi kendimizi yok etmenin sebebi ? güldürmeyin beni. alakası bile yok. bu tiryakilikle alakalı değil , tamamen kendi kendimizi yoketme isteğimizle alakalı.

insanoğlu seviyor kendi kendine acı çektirmeyi. bu yadsınamaz bir gerçek. mesela “platonik aşk” denen şeyi ele alalım. yine benim literatürüm de ;

platonik aşk : imkansıza duyulan aşktır.

yani şöyle bir düşünün ; bir insanı sizi sevmiyeceğini bile bile seviyorsunuz. peki neden ? sadece “aşığım” demek bunu açıklar mı ? hayır tabii ki de. maalesef ki insanoğlu ulaşamayacağı hedefler belirlemeyi ve bu hedeflerin peşinde acı çekmeyi sever.

birçok insan böyledir. dışarıdan bakarsınız ; eğlencelidir , komiktir , basittir. ama , size göre…

1 yorum:

inhibiteur dedi ki...

İnsanoğlu ulaşamayacağı ve kendine bir "bok" muşçasına davranan her insanı ve hatta yeri gelince objeyi İLAH yapar. Bu ne yazık ki insanevladının dayanılmaz ve içler acısı acizliğinin dışavurumu değil de nedir a dostlar?
Varolmanın bir hafifliği yoktur, aksine bu varlık bilinci o kadar ağırdır ki oksijen tüketerek ölen kainat üzerinde ki tek varlık tahmince bizizdir.
Ölelim