19 Ağustos 2009 Çarşamba

yazlıkçılar

bir  hafta gibi bir süre tatildeydim. garip bir şey tatil. gerçekten. ilk 1-2 gün agnostic front’un “from a east coast – tı the west coast” modundan hemencene sıyrılıp “hhakdeniiizzzz hhaakkşamlarııı” moduna girdiysem de kendimi toparlamam çok uzun sürmedi ve akabinde etrafı gözlemlemeye başladım.

en hızlı gençlik zamanlarım taxim’in arka sokaklarında , 3. sınıf (venüs – marmara 34 – tekel ) biralar içmekle geçti. keza yine en verimli çağlarım ağır sanayii’nin o leş  ve de gore atmosferinde çalışarak yitip gitti. o yüzden entelliği , dantelliği ve de şekspir tarzı edebiyat’ı sevmem.

ve bu sevmediğim atmosfer öyle bir hakim olmuş ki yazlık bölgeler de rahatsız olmamak elde değil. herkes girmiş bir “aman efendim götünüzü yiyiim” havasına gidiyor. bu ne arkadaş ya ? el insaf. siz de benim gibi trafikte küfür ediyorsunuz. birçoğunuz işverensiz ve işçilerinizin anasını sağlatıyorsunuz. yeri geliyor analarına bacılarına küfür ediyorsunuz. para vermiyelim die “su çok güzel” kılıfına sığınıp 5 bidon suyu belediyenin çeşmesinden dolduruyorsunuz.

peki o zaman bu maske nie ? bu yalan nie ? bu oyun nie ?

NOT : kadim dostum mechanic ile yaptığım röportaj da şööle demişti kendisi “yazlıkçılar dizisi ara’lığın neferidir.” evet ööledir. çünkü olayın kendisi hard ara.

1 yorum:

inhibiteur dedi ki...

yazlıkçılık zor iştir dotum apokaliptikim. Herkes beceremez. zanaattir o.